İki ayı ormanda gezinirken bir ses duyarlar ve ikisi birden bir kayanın arkasına gizlenirler. Bir bakarlar ki duydukları ses bir avcıya ait değildir. Sesin sahibi üzüm bağına domuz girmesin diye teneke çalan bir köylüdür. İki ayıda yavaşça gizlendikleri kayanın arkasından kalkarak teneke çalan köylüye görünmeden yola devam ederler. Yaşlı ve tecrübeli olan yaşlı ayı yanındaki genç olan arkadaşına der ki “Ben avcıdan korkmam. Avcıyı bütün hayatımız boyunca ya bir defa görürüz ya iki defa görürüz. Ateş etti vurdu vurdu, vuramazsa bir daha kolay, kolay görmeyiz. Ama Teneke çalanlar öyle mi? her bağda bir tane teneke çalan var. Duyduğumuz ses avcıdan mı? tenekeciden mi? Diye stres yaparken bir gün kalp krizi geçirip öleceğiz” der.
Günümüzde de öyle değimli herkes geçmiş bir bağın başına avcı taklidi yapıyor. Bol, bol ses çıkarıyor. Ses kuvvetli çıkınca da herkes tenekeciyi avcı sanıyor. Bu arada siyaset ormanında dolaşan siyasetçilerde Ses çıkaranı bir Türklü avcımı tenekecimi ayıramıyor başlıyor stres yapmaya..! Ne diyelim Allah ormanda gezen siyasetçilere de teneke çalanlara da yardım etsin herkes emek peşinde…
Haftaya görüşmek üzere hoşça kalın