Dünya iki yıldır pandemi salgını ile boğuşuyor. Çin de başlayıp bütün dünyayı etkisi altına alan salgın herkesin yeniden hayatı sorgulamasına neden oldu. Bir kez daha insanlar ne kadar aciz olduğunun farkına vardı. Tüm yeryüzü firavunları esas patronun kim olduğunu, gücün kimde olduğunu 21.yüzyılda yeniden hatırladılar.
Kısa bir süre içerisinde tüm dünyaya yayılan Covit salgını medeni Avrupa’nın da ne kadar kof bir medeniyet olduğunu gözler öne serdi. Normal zamanda insan hakları diye ortalığı ayağa kaldıran Avrupa da salgın esnasında yaşlı insanlar huzur evlerinde kitleler halinde yalnız öldüler. Dünyanın süper gücü ABD de durum çok farklı değildi. Hastaneler yetersiz kalınca insanlar hastanelerin koridorlarında öldü. Öyle bir noktaya gelindi ki yoğun bakımlarda yer olmadığı için genç hastalara öncelik tanınarak yaşlı insanlar göz göre, göre ölüme terk edildi. Özgürlüğün, refahın ve gelişmişliğin simgesi haline gelmiş Avrupa devletlerinde yeterince morg olmadığı için insanlar sokaklarda soğutma sistemi olan kamyon kasalarında günlerce bekletildi. Bu yaşanan felaketten sonra insanlık yeniden sorgulamaya başladı patron kim? Evrenin sahibi kim?
Yaklaşık bir yıllık bir tedirginlik ve alt-üst oluştan sonra beklenen haber Almanya’dan geldi. Alman devleti aşının bulunduğunu tüm dünyaya duyurdu. Arkasından Çin ve ardından Rusya aşıyı bulduğunu duyurdu. Bu kez de aşı savaşları başladı. Herkes aşıyı bir an önce alıp vatandaşlarını aşılamak istiyordu. Bu gelişmeler yaşanırken kamuoyun da bir tartışma başladı. Neydi bu tartışma? Aşı olmalımıyız? Küresel güç odakları insanları köleleştirmek için aşının içerisinde insanlara bir şeyler mi enjekte ediyor? Virüsü bilgisayarda üretip dünya nüfusunu azaltmak için mi devreye soktular? Bu küresel oyun herkesi kısırlaştıracak mı? Daha birçok, komplo teorisi ortalıkta dolaşmaya başladı. Bu oluşturulan komplo teorileri ve korku iklimi toplumun bir kısmında bir aşı karşıtlığı başlattı ve insanlar aşı olmayacağını yüksek sesle söylemeye başladı. Aşı karşıtlığının bu kadar yüksek olması ve insanların aşı olmaması yaklaşık iki yıldır pandemi ile yapılan mücadelede zafiyetler yaratıyor.
Aşı olmak istemeyenlere sormak lazım… Biz aspirin bile üretemiyoruz. Dünya ilaç kartelleri insanlara enjekte etmek istedikleri ne varsa mevcut ilaçlarla enjekte edebilir. Çocukluktan itibaren bir dizi aşı oluyoruz. Bu aşıları biz mi üretiyoruz? Covit-19 Aşısını ne gerek var? İnsanlara enjekte etmek istedikleri bir şey varsa emin olun mevcut ilaç ve aşılarla yaparlar!
Aşı olmayarak insanların hayatını daha fazla riske sokmayın. Aşı olmayarak diğer insanların yaşam hakkı ile ilgili kul hakkına girdiğinizi unutmayın. İstemeyerek de olsa Covit- 19 illetinden bir yakınınızın ölümüne sebep olabileceğinizi aklınızdan çıkarmayın.