Sevgililer günü bizim ülkemizde 1990 lı yılların ikinci yarısından sonra kutlanmaya başladı. Köken olarak Roma Katolik kilisesine ait kutsal bir gün ya da bir bayram olarak kutlanan sevgililer günü aslında Katolik kilisesine ait dini bir ritüeldir. Bir Hıristiyan bayramıdır...  Batı toplumlarında bazı Katolikler bu günü Aziz Valentin günü olarak kutluyor. Yönlendirilmeye çok açık bir toplum olmamız nedeni ile batıdan gelen her şeyi sorgulamadan, araştırmadan, köklerine bakmadan alıp kendimize ait bir değermiş gibi özümsüyoruz. Batı toplumu ile Müslüman Türk toplumunun sevgi ve sevgili anlayışı aynımıdır?  Bizim toplumumuz: Leyla ile mecnun... Kerem ile Aslı... Ferhat ile Şirin'in birbirlerine olan masalımsı aşk hikâyeleri ve gösterdikleri fedakârlıkları dinleyerek büyümüştür. Biz sevdiği için ölümü göze alan bir coğrafyanın insanlarıyız. Pir sultanın, Karaca oğlanın, Âşık Veysel'in ve daha sayamadığım bir sürü halk ozanın aşk'ı anlatış biçimleri ile bir batılı şairin aşk tarifi aynı mı?  Elbette aynı değil. Peki, bizim toplumumuzda nasıl bu kadar öne çıktı? Sevgililer günü ve diğer özel günler kapitalizmin tüketimi körüklemek için bizim toplumumuza enjekte ettiği yapay tüketim araçlarıdır.

Kapitalizm her şeyi sömürmeye devam ediyor. Bütün kavramları ve kutsalları birer tüketim aracına dönüştürüyor. Bunlardan bir tanesi de bizim toplumumuz ile hiç bir alakası olmayan sevgililer günü. Bir tüketim çılgınlığından başka bir şey olmayan bu özel günlerin hiç bir manevi yönü yok. Toplumda tüketimi gelenekselleştirmeye çalışan kültürel yozlaşmanın somut bir örneğinden başka bir şey değil...

Kapitalist sistem sürekli tüketime dönük özel günler icat ederek toplumu gereksiz harcamalara yöneltiyor. Ulusal düzeyde bir reklam bombardımanı ile bu özel günlerde toplumu hediye alma zorunluluğu varmış gibi bir psikolojiye sokuyor. Kişiler üzerinde bir baskı oluşturuyor. İnsanlar bu hiç bir anlamı olmayan günlerde koşullarını zorlayarak ya da borca girerek hediye alıyorlar..."iki gönül bir olunca samanlık seyran olur" anlayışından tek taş pırlanta olmazsa kabul etmem anlayışına nasıl geldik. Mevcut dünya düzeni köklerinden kopmuş, düşünmeyen, sorgulamayan kolay yönlendirilen insan yığınları yaratıyor... Tekrar altını kalın çizgilerle çiziyorum sevgililer günü veya Aziz Valentin günü bir Katolik bayramıdır. Bizim toplumumuzla hiç bir alakası yoktur. İster kutlayın... İster kutlamayın... Haftaya görüşmek üzere hoşça kalın.