Türkiye de siyaset İttihat ve Terakkiden bu yana seküler batılı değerler ile kökü doğu da olan inanç kaynaklı değerlerin bir yarışı halindedir. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte devlet politikası olarak ülkenin imparatorluktan kalan kültürü, alışkanlıkları, hedefleri formatlanmıştır. Genel anlamı ile bu durum çağdaş uygarlık olarak tanımlanıyor. Çok partili yaşama geçildiğinden beri siyaset bu iki anlayış etrafında şekillenmiştir. Sekülerizm ve Doğu kaynaklı düşünce biçimi olarak formüle edebileceğimiz bu iki kavram Türkiye de siyasetin üzerinde yükseldiği iki zıt felsefe, İki zıt dünya görüşü, iki zıt bakış açısıdır. Birisi dünyeviliği ön planda tutarken diğeri manayı, idealizmi, ahreti ön planda tutmuştur.
Siyasi tarihimizde çok önemli bir kırılma noktası olarak görülen 1950 seçimlerinde Türkiye de iktidar 27 yıllık CHP’nin tek parti iktidarından Demokrat Partiye geçmiştir. O günden bu güne kadarda CHP bir daha tek başına iktidar olamamıştır. Türk milleti kişi hak ve hürriyeti, demokrasi, batı uygarlığı, konforlu bir yaşam diyen sekülerizm’in temsilcisi CHP’yi hiçbir zaman tek başına iktidar yapmamıştır. Milli kültür, İnanç değerleri, tarihsel geçmiş diyen dünyayı sağ taraftan anlamlandıran sağcı partileri yani doğu kaynaklı düşünce biçiminin temsilcililerini iktidar yapmıştır. Koalisyon hükümetlerini saymazsak 1950 den bu tarafa sekülerizm ( Türkiye solu) tek başına iktidar olamamıştır.
O zaman Rahmetli Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’in “Tencere’nin yıkamayacağı iktidar yoktur” sözünü nasıl anlamalıyız? Toplum olarak Demirel’i yanlış mı anladık? Tencere’nin yıkamayacağı iktidar yoksa 20 yıldır AKP nasıl iktidarını koruyor? Bu söz kısmen doğru ama burada bahsedilen ideolojik bir değişim değildir. Burada bahsedilen iktidar değişikliği bir biri ile aynı çizgide olan bir birinin kopyası gibi sağ partilerin iktidarı sürekli kendi aralarında değiştirerek 73 yıldır sağcı bir siyasi çizgide ülkeyi idare ediyor olmalarıdır. Rahmetli Bülent Ecevit’in İki koalisyon hükümetini saymazsak Türk solu hiç iktidar görmemiştir. Türkiye de her zaman iktidarda olan sağ bir partinin alternatifi başka bir sağ parti olmuştur. Sağın alternatifi hiçbir zaman sol olmamıştır.
Türkiye’nin çok partili yaşama geçtikten sonra oluşturduğu siyasi paradigmayı çok iyi inceleyen AKP siyasetin sağ kulvarında hiçbir partinin gelişmesine müsaade etmedi. Sol düşünce ile ipleri sürekli geren Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan toplumsal bir kutuplaşma üzerinden sağ seçmeni sürekli kendi arkasında konsolide etti. Sağ kulvarda alternatif bir parti ortaya çıkmadığı için AKP 20 yıldır iktidarını devam ettiriyor. Çünkü Türkiye de sağ bir iktidarın alternatifi başka bir sağ partidir. CHP'nin İYİ Parti ile birlikte kurduğu millet ittifakına tamamı sağ kulvarda siyaset yapan irili ufaklı 5 tane partiyi monte ettikten sonra gelen başkanını aday olarak çıkarmasının esas nedeni 73 yıllık süreç içerisinde Türkiye de oluşan siyasi paradigmadır. Millet ittifakı Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu’nun oy olarak yüzde 5 olmayan partilere çok ciddi anlamda milletvekilliği kontenjanı vermesinin esas nedeni budur. Türkiye de dünyadaki gibi sağ bir iktidarın alternatifi sol bir iktidar değildir. Sağ bir iktidar partisinin alternatifi başka bir sağ partinin iktidar olmasıdır.
14- Mayısta gerçekleşecek olan 13.Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde şayet Millet ittifakının adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçtaroğlu seçimleri kazanırsa 73 yıllık bir siyasi paradigmada değişmiş olacak. Türkiye’yi ilk defa sol mahalleden gelen bir lider tek başına idare etmiş olacak. Kemal Kılıçtaroğlu bir ittifakın adayı olarak seçimlere katılsa da verilen sözlerin ve yapılan protokollerin hukuki bir yaptırımı yok. Seçilmesi durumunda Kemal Kılıçtaroğlu 73 yıllık bir ezberi bozan CHP genel başkanı olarak siyaset tarihine geçecek. Peki, böyle bir sonuç çıkması mümkün mü? Millet ittifakının destekçileri kesin kazanacak diyor. Cumhur ittifakının destekçileri ise mümkün değil diyor. 14- Mayıs Akşamında kimin haklı olduğu saat 9 da belli olacak. Seçimi kim kazanır şimdiden öngörmek oldukça zor görünüyor. Fakat Kesin olan bir şey var 14- Mayıstan sonra Türkiye siyasetinde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 14- Mayıs seçimleri Türkiye siyasetinde bir milat olacak. Haftaya görüşmek üzere hoşça kalın.